Denizcilik Sektöründe Yaptırımlar: Türkiye’nin Uyum Süreci ve Bunker Sektörüne Etkileri

3 Aralık 2024 tarihinde ABD Hazine Bakanlığı’nın Yabancı Varlıkları Kontrol Ofisi (OFAC), İran’a yönelik yeni yaptırımları devreye aldı ve buna paralel olarak daha önce Rusya’ya uygulanan yaptırımlar nedeniyle yaptırım altına alınan gemiler ve denizcilik şirketleri tekrar gündeme geldi. Bu durum, uluslararası yaptırımların denizcilik sektörü üzerindeki etkisini bir kez daha vurguladı ve bu gemilerle veya şirketlerle herhangi bir ilişkide bulunan taraflar için yaptırımlara uyumun önemini gözler önüne serdi.

Denizcilik sektörü, küresel ticaretin yarısından fazlasını taşıyan bir yapı olarak uluslararası yaptırımların odağında yer almaktadır. ABD (OFAC), Birleşik Krallık (OFSI) ve Avrupa Birliği (AB) gibi küresel düzenleyici otoriteler, yaptırımlar yoluyla sektör üzerindeki denetimi artırmakta ve şirketlerin faaliyetlerini yasal çerçevede sürdürmesini zorunlu kılmaktadır.

Bu yazıda, küresel yaptırımların kapsamını ve denizcilik sektöründe uyum gerekliliklerini ele alırken, Türkiye’nin bu süreçteki rolüne ve şirketlerin alması gereken önlemlere değiniyoruz.

ABD Hazine Bakanlığı Yabancı Varlıkları Kontrol Ofisi (OFAC), denizcilik sektörünü hedef alan kapsamlı yaptırımlar uygulamaktadır.

  • ABD dışındaki kişi ve kuruluşlar, yaptırım uygulanan taraflarla iş yaptıklarında yaptırımlara maruz kalabilir.
  • İran, Kuzey Kore, Venezuela ve Suriye, OFAC’ın yaptırım listesinde öncelikli yer alır.
  • ABD’nin “Specially Designated Nationals” listesinde yer alan kişi, şirket ve gemilerle ticaret yapılması yasaktır.
  • OFAC Kılavuz, AIS manipülasyonu, sahte belgeler ve gemiden gemiye yük transferi gibi aldatıcı faaliyetlere karşı denizcilik sektörünün dikkat etmesi gereken kritik unsurları detaylandırmıştır.

Birleşik Krallık Yaptırımlar Uygulama Ofisi (OFSI), Brexit sonrası yaptırımları bağımsız bir şekilde uygulamaktadır.

  • Rus gemilerine liman erişimi yasağı getirilmiş, enerji ticaretine sınırlamalar getirilmiştir.
  • OFSI, yaptırım ihlallerine karşı ağır para cezaları uygulayarak şirketlerin uyum süreçlerini sıkı bir şekilde denetlemelerini gerektirir.

AB yaptırımları, uluslararası barış ve güvenliği desteklemek amacıyla uygulanmaktadır.

  • AB yaptırımları, Rusya, İran, Kuzey Kore ve Suriye gibi ülkeleri kapsamaktadır.
  • AB yaptırımları, yalnızca AB vatandaşlarını değil, AB sınırlarında gerçekleşen tüm işlemleri kapsar.
Denizcilik Sektörü İçin Kritik Uyum Gereklilikleri 
  1. Şirketler, ticaret ortaklarının ve işlemlerinin yaptırım listelerine uygunluğunu düzenli olarak kontrol etmelidir.
    • ABD SDN Listesi: OFAC’ın yayımladığı kişi ve kuruluşlar.
    • UK Consolidated List: Birleşik Krallık’ın yaptırım
    • AB Sanctions Map: AB tarafından yayımlanan yaptırım kapsamındaki tarafları gösteren interaktif bir harita.
  2. Müşteri Tanıma (KYC) süreçleri, ticari ilişkilerin şeffaflığını artırır.
  • Nihai Hak Sahiplerini Tespit Edin: %50 Kuralı çerçevesinde, bir kuruluşun %50’den fazla hissesine sahip bir kişi yaptırım listesinde yer alıyorsa, o kuruluş da yaptırıma tabi kabul edilir.
  • UBO Bilgilerini Toplayın: Nihai hak sahiplerinin kimlik bilgilerini toplayarak riskleri önceden tespit edin.
  1. Finansal işlemler, yaptırımlara uyumun en kritik noktalarından ABD doları, Euro veya İngiliz Sterlini üzerinden yapılan işlemler, ilgili ülkelerin yaptırımlarına tabi olabilir.
  2. Yaptırımlara uyum için şirketlerin:Yazılı politikalar oluşturması, Risk değerlendirmeleri yapması,, Personel eğitimlerini ihmal etmemesi
  3. Geçmiş işlemlerinizin yaptırım listelerine göre kontrol edilmesi, potansiyel ihlalleri tespit etmek ve gönüllü bildirimde bulunmak için etkili bir yöntemdir.
Türkiye Perspektifi: Artan Yaptırım Farkındalığı

Türkiye, stratejik konumu nedeniyle küresel yaptırımlardan doğrudan etkilenen ülkelerden biridir. Son yıllarda Türk şirketlerinin uluslararası yaptırımlara uyum konusunda farkındalığı artmış ve bu süreçte daha dikkatli hareket ettikleri gözlemlenmiştir. Geçmişte yapılan işlemlerin geriye dönük olarak incelenmesi, riskli taraflarla ticari ilişkilerin tespit edilmesi ve mevcut yaptırım listelerine uygun hareket edilmesi, Türk şirketlerinin uluslararası ticarette güvenilir birer aktör olarak konumlanmalarına katkı sağlamaktadır.

Türk tersaneleri ve liman operatörleri, özellikle yaptırım riski taşıyan gemilerle ilgili olarak, işlemleri başlatmadan önce uluslararası otoritelerle doğrudan iletişime geçme yolunu tercih etmektedir. Örneğin, bir geminin onarım, bakım veya bunker hizmeti talep etmesi durumunda, ABD veya diğer ilgili otoritelerle temasa geçilerek geminin mevcut durumu, gerekli lisansların varlığı ve işlemin yasal çerçevede olup olmadığı teyit edilmektedir. Bu tür proaktif adımlar, sadece yasal uyumu sağlamakla kalmamakta, aynı zamanda şirketlerin uluslararası itibarını korumalarına olanak tanımaktadır.

Bunker Hizmetleri: Yaptırımlar Kapsamında Artan Sorumluluk

Bunker hizmeti sağlayan şirketler, denizcilik sektöründe yaptırımlardan en fazla etkilenen aktörler arasındadır. Yaptırımlar, yalnızca gemilere yakıt sağlama işlemlerini değil, aynı zamanda bu hizmetlerin finansal ve operasyonel süreçlerini de kapsamaktadır. Türk bunker şirketlerinin uluslararası yaptırımlara uyum konusundaki hassasiyetleri de bu bağlamda giderek artmaktadır.

  • Yaptırım listelerinde yer alan gemilere hizmet sunulması, finansal ve ticari kısıtlamalarla sonuçlanabilir. Ancak, yalnızca gemiyi değil, gemi sahibi, operatör veya diğer tarafları da kapsamlı bir şekilde incelemek gereklidir.
  • Bunker şirketleri, hizmet sunmadan önce ilgili gemiyle bağlantılı lisansların varlığını sorgulamakta ve gerekli hallerde ABD veya diğer yetkili kurumlarla doğrudan iletişime geçmektedir. Bu iletişimde, işlemin yaptırımlara uygun olup olmadığı ve ilgili lisansların geçerliliği doğrulanmaktadır.
  • Yaptırımlar, özellikle ABD doları üzerinden yapılan ödemeleri yakından izlemektedir.

Türk bunker hizmet sağlayıcıları, hizmet sunmadan önce kapsamlı bir durum değerlendirmesi yapmakta ve riskli işlemlerden kaçınmaktadır. Örneğin:

  • Yaptırım Listesi Kontrolü: OFAC, UK Consolidated List ve AB Sanctions Map gibi listeler düzenli olarak kontrol edilmekte, ticari taraflarla ilgili riskler analiz edilmektedir.
  • Uluslararası İletişim: ABD Hazine Bakanlığı veya diğer otoritelerle doğrudan iletişim kurarak, işlemle ilgili yasal gereklilikler hakkında teyit alınmaktadır. Bu adım, mevcut bir lisansın geçerliliğini sorgulamayı ve işlemin hukuki açıdan güvenli olduğundan emin olunmasını sağlamaktadır.

Bunker hizmet sağlayıcıları, yaptırımlara uyumun yalnızca yasal bir gereklilik olmadığını, aynı zamanda operasyonel sürdürülebilirlik ve itibar yönetimi açısından kritik bir öneme sahip olduğunu anlamış durumdadır. Proaktif yaklaşımlar, uluslararası standartlara uygun işlem süreçleri ve risk analizleriyle Türk şirketleri, uluslararası ticaretteki konumlarını daha da güçlendirmektedir.

Bu süreçte, düzenli kontrollerin yapılması, şeffaflık sağlanması ve uluslararası otoritelerle etkin iletişim kurulması, şirketlerin yaptırımlara karşı dayanıklılığını artıran temel unsurlar arasında yer almaktadır.

Sodac Acar Law olarak, denizcilik ve bunker sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin uluslararası yaptırımlara uyum sağlamalarına, risklerini yönetmelerine ve faaliyetlerini güvence altına almalarına destek sunuyoruz. Yaptırımlarla ilgili profesyonel destek ve danışmanlık için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

 

Leave a comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir