Gemi Finansmanında Temel Kriterler ve Risk Yönetimi

Denizcilik sektörü, yüksek sermaye gereksinimi ve milyonlarca dolarlık yatırımlarla dikkat çeken bir alandır. Gemi sahipleri, yeni gemi inşası veya ikinci el gemi alımı için sıklıkla finansman arayışına girmektedir. Bu aşamada bankalar ve kredi kuruluşları, gemi inşa etmek, gemi sahibi olmak veya mevcut filolarını genişletmek isteyen armatörlerin taleplerine yanıt vermektedir.

Kredi taleplerinin karşılanmasında, finansman sağlayan kuruluşlar çeşitli riskleri teminat altına almak amacıyla başvuru sahiplerinin finansal kabiliyetlerini değerlendirmektedir.

Kredi kuruluşları, finansman sağlanacak şirketler ile bu şirketlerle ilişkili tüm üçüncü şahıs konumundaki şirketler ve bireylerin mali durumlarını analiz etmektedir. Bu noktada, başvuru sahiplerinin finansal raporları mevcutsa, kredi kuruluşlarının işi kolaylaşmakta ve süreç hem daha kısa hem de daha az maliyetli hale gelmektedir. Aksi durumda, finansal verilerini sağlıklı bir şekilde tutmayan şirketlerin kredi kuruluşlarına bu verileri sunması uzun zaman almakta ve maliyetli olmaktadır. Bu nedenle, her şirketin kuruluşundan itibaren düzenli olarak finansal verilerini tutması büyük önem arz etmektedir.

Kredi kuruluşları, şirketlerin finansal verilerini analiz etmenin yanı sıra teminat altına alınacak geminin tüm işletme giderleri ve maliyetlerini de değerlendirmektedir. Böylece her şirket özelinde belli koşullar, vade ve faiz seçenekleri sunulmaktadır.

Türkiye’de son dönemlerde kredi sağlama konusunda bankaların çekingen davranması, ticari kredilerde yüksek faiz oranlarının uygulanması ve enflasyonun yarattığı belirsizlikler nedeniyle bankaların daha fazla teminat arayışı, Türk armatörlerin yabancı kredi kuruluşlarına yönelmesine sebep olmaktadır. Bu durum, yabancı kredi kuruluşlarının Türkiye pazarına olan ilgisini artırmaktadır.

Kredi kuruluşları, gemi finansmanında sağladıkları kredilerin güvenliğini temin etmek amacıyla bir dizi önlem almaktadır. Bu önlemlerin ilki gemi ipoteğidir ve finansörün en önemli güvencesidir. Gemi ipoteği, geminin tutuklanmasına ve satılmasına olanak tanıyarak borcun satış geliriyle ödenmesini sağlar. Uluslararası hukukta, gemilerin ihtiyaten haczi açısından geminin bulunduğu her ülkede o ülkenin hukukunun yetkili olması nedeniyle kara ipoteğinden daha fazla kolaylık sağladığı için tercih edilmektedir.

İkinci olarak, gelirlerin ve kiralama sözleşmesinin devri söz konusudur. Bir geminin ana gelir kaynağı genellikle kiralama sözleşmesidir.

Üçüncü olarak, sigorta tazminatının devridir. Bir gemi, çarpışma veya ticaret kaynaklı kayıplar gibi risklere maruz kalabilir. Bu nedenle, geminin bu tür risklere karşı sigortalanması son derece önemlidir. Finansör, genellikle bu sigorta tazminatının devrini alarak, geminin onarılamaz şekilde hasar görmesi durumunda sigortacılardan geri ödeme almayı amaçlar.

Bu güvenlik önlemleri, gemi finansmanında riskleri azaltmak ve finansörün yatırımını korumak amacıyla alınmaktadır. Her biri, finansman anlaşmasının güvenlik sağlamak için vazgeçilmez unsurlarını temsil eder.

Gemi finansmanı kredi sözleşmelerinin etkili bir şekilde yapılandırılması, finansör ve borçlu arasındaki anlaşmanın üç temel kriter etrafında şekillenmesine dayanır:

  •  Ticari Koşullar: Kredi anlaşmasındaki ticari koşullar, geri ödeme süresi, faiz oranı, kredi vadesi sonunda yapılacak balon ödeme gibi finansal detayları içerir. Ayrıca, kredi sağlayıcının alabileceği ücretler ve kullanılabilir fonlar da bu kriterin parçasıdır.
  • Ana İşletme Hükümleri: Bu hükümler, kredi sağlayıcının güvenliğini sağlamaya yönelik önemli düzenlemeleri içerir. Borçlunun gemiye ilişkin mülkiyet durumu, sigorta ve ticari sertifikalar gibi konularda verilen teminatlar ve kredi süresince kabul edilebilir kiralama şartları bu başlık altında değerlendirilir.
  • Gemiye Özgü İşletme Hükümleri: Bu hükümler, geminin sigorta, bakım ve kullanımıyla ilgili taahhütleri içerir. Borçlunun sigorta primlerini zamanında ödemesi, geminin maruz kalabileceği risklere karşı alınacak önlemler ve gemi durumuyla ilgili düzenlemeler bu kriterin altında yer alır. Ayrıca, geminin kullanımıyla ilgili sınırlamalar ve kredi verene düzenli bilgi verme yükümlülüğü de bu başlık altında değerlendirilir.

Bu kriterlerin titizlikle ele alınması, kredi sağlayıcı ve borçlu için güvenli ve sürdürülebilir bir finansman sürecinin sağlanmasına katkıda bulunur. Türkiye’deki gemi sahipleri, genellikle yüksek faiz oranları nedeniyle yurt dışındaki finansal kuruluşları tercih etmektedir. Avrupa ve Asya merkezli bankalar, rekabetçi faiz oranları ve esnek geri ödeme koşulları sunarak Türk gemi sahiplerinin dikkatini çekmektedir. Bu durum, uluslararası finansman piyasalarının geniş seçenekler sunmasının yanı sıra, Türkiye’deki finansman koşullarının iyileştirilmesi gerekliliğini de göstermektedir.

Leave a comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir